1919 yılında başlayan Millî Mücadele, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin en önemli dönemidir. Kurtuluş Savaşı olarak da adlandırılan bu süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması sonrasında işgalci devletlerin ülkemizi parçalamak istemesiyle başlar. Anadolu’nun dört bir yanını saran düşman kuvvetlerine karşı verilen bu mücadele, değişiklik süreçleriyle halkın direnişini daha da güçlendirir. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki Türk ordusu, 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aldığı kararlar doğrultusunda düşmanlara karşı kararlı bir şekilde mücadele eder. Amasya Genelgesi’nin ilan edilmesiyle de Millî Mücadele’nin resmen başladığı kabul edilir ve bu süreç Türk milletinin yeniden dirilişinin simgesi haline gelir. Bu destansı mücadelenin zaferle sonuçlanması ise 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde elde edilen büyük başarı ile gerçekleşir. Millî Mücadele’nin başlangıcı olan bu olay, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelir.
Mondros Ateşkes Antlaşması ve sonuçları
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan bir antlaşmadır. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan antlaşma, I. Dünya Savaşı’nın sona ermesine neden oldu. Antlaşmanın en önemli sonucu Osmanlı İmparatorluğu’nun ağır koşulları kabul etmek zorunda kalmasıydı. Bu koşullar arasında Osmanlı’nın topraklarının büyük bir kısmını kaybetmesi, donanmasının büyük ölçüde sınırlandırılması ve işgal altındaki bölgelerin kontrolünün İtilaf Devletleri’ne devredilmesi bulunmaktaydı.
Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecini hızlandırdı ve Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına zemin hazırladı. Antlaşma, Türk halkında büyük bir infial yarattı ve ulusal birlik ruhunun oluşmasına katkıda bulundu. Türk milleti, antlaşmanın haksızlıklarını kabul etmeyerek bağımsızlık mücadelesine girişti ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile sonuçlandı.
- Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun resmen yenilgisini kabul etmesine neden oldu.
- Antlaşma sonucunda Osmanlı topraklarının birçok bölgesi işgal edildi ve paylaşıldı.
- Antlaşma, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırladı.
İstanbul’u işgal eden İtilaf Devletleri
1918 yılında Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenilgi ile çıkması sonucunda, İstanbul’u işgal etmek için İtilaf Devletleri harekete geçti. İtilaf Devletleri’nden Fransa, İngiltere, İtalya ve Yunanistan, 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a askeri birliklerini sokarak işgal başlattı.
İşgalin ardından, Osmanlı hükümeti dağıtıldı ve ülke fiilen işgal altına girdi. Bu dönemde İstanbul, çok sayıda yabancı asker ve diplomat tarafından kontrol ediliyordu. İşgal sırasında yaşanan olaylar ve çatışmalar, halk arasında büyük endişe ve korku yaratmıştı.
İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgali, Osmanlı Devleti’nin resmen sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinin başlamasında önemli bir dönemeç oldu. Türk halkı, işgal güçleriyle mücadele etmek ve bağımsızlık için yeniden bir araya gelmek için büyük çaba sarf etti.
- Fransa, İngiltere, İtalya ve Yunanistan’ın işgal kuvvetleri İstanbul’u işgal etti.
- İşgalin ardından Osmanlı hükümeti dağıtıldı ve ülke fiilen işgal altına girdi.
- Türk halkı, işgal güçlerine karşı direniş gösterdi ve bağımsızlık mücadelesine başladı.
Amiral Bristol’in Sevr Antlaşması’nı desteklemesi
Amiral Bristol, 1920’lerde Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Sevr Antlaşması’nı desteklemesiyle tanınmıştır. Antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşı kaybetmesi sonucunda imzalanmış ve ülkenin topraklarının büyük bir kısmını kaybetmesini öngörmüştür.
Bristol, Sevr Antlaşması’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ve Türk ulusunun baskı altına alınması için doğru bir adım olduğunu savunmuştur. Bu tutumuyla, dönemin ABD yönetimi ve diğer müttefiklerinden farklı bir görüş sergilemiştir.
- Bristol, Sevr Antlaşması’nın Türk ulusunu zayıflatacağını ve böylece bölgede istikrarsızlık yaratacağını iddia etmiştir.
- Antlaşmanın kabul edilmesiyle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun eski topraklarının kontrolü daha da karmaşık hale gelmiştir.
Amiral Bristol’in Sevr Antlaşması’na desteği, dönemin uluslararası ilişkilerinde önemli bir konu olmuş ve tartışmalara yol açmıştır. Bristol’un bu tutumu, o dönemdeki Ortadoğu politikalarında belirleyici bir rol oynamıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmıştır. Bu tarihi olay, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını simgeler.
Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisi sonrasında Anadolu’ya gönderilmiştir. Amacı, halkı örgütlemek ve ulusal bağımsızlığı savunmaktır.
Samsun’a çıktıktan sonra Mustafa Kemal Paşa, çevredeki yöneticilerle görüşmüş ve halkın milli duygularını harekete geçirmiş ve Milli Mücadele önderliğini üstlenmiştir.
- Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı, ulusal bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilir.
- Bu olay, Türk milletinin yeniden ayağa kalkışının simgesidir.
- Mustafa Kemal, Anadolu’nun dört bir yanını dolaşarak halkı örgütlemiş ve düşmanlara karşı direniş rüzgarları estirmiştir.
Amasya Genelgesi’nin yayınlanması
1919 yılında Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinin ilk adımlarının atıldığı dönemde, Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen delegeler Amasya’da bir araya gelerek Amasya Genelgesi’ni yayınlamışlardır. Genelge, Osmanlı İmparatorluğu hükümetinin ve İstanbul’un işgalciler tarafından ele geçirilmesine karşı çıkan delegelerin ortak sesi olarak Türk milletine duyurulmuştur.
Amasya Genelgesi, milli egemenliğe dayalı bir yönetim anlayışını benimseyen Türk milletinin bağımsızlığına olan inancını ortaya koymaktadır. Genelgede, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için mücadele çağrısı yapılmış; ulusal egemenliğin işgalcilere karşı savunulacağı vurgulanmıştır.
- Amasya Genelgesi’nin yayınlanması, milli mücadelenin önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
- Genelge, ulusal birlik ve direniş ruhunun güçlenmesine katkı sağlamıştır.
- Amasya’da gerçekleşen bu önemli toplantı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde bir milat olarak görülmektedir.
Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından, Anadolu’nun çeşitli illerinde milli mücadele hareketi ivme kazanmış ve bu sayede Türk milleti, ulusal egemenliğini teslim etmeyeceğini dünyaya duyurmuştur.
Erzurum ve Sivas Kongreleri
Erzurum ve Sivas Kongreleri, Türk milletinin kurtuluş mücadelesinde önemli bir dönem olarak kabul edilir. Bu kongreler, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından başlayan Kurtuluş Savaşı’nın organizasyonunu ve yönünü belirlemek için toplanmıştır. Erzurum Kongresi, 23 Temmuz – 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında yapılmıştır ve Milli Mücadele’nin ilk adımlarının atıldığı yer olarak kabul edilir.
Sivas Kongresi ise, 4 Eylül – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bu kongrede, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti) yetkili organları olarak kabul edilen Heyet-i Temsiliye oluşturulmuş ve bu heyetin başkanı olarak Mustafa Kemal Atatürk seçilmiştir.
- Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar, milli mücadelenin temelini oluşturmuştur.
- Sivas Kongresi’nde ise, Anadolu’nun işgale karşı direnişi ve bağımsızlık mücadelesi daha da kararlı bir şekilde şekillenmiştir.
Erzurum ve Sivas Kongreleri, Türk milletinin kurtuluş mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olmuş ve bağımsızlık için atılan ilk adımları temsil etmiştir.
Ankarada TBMMnin Acilmasi
Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılması için hazırlıklar son hız devam ediyor. Bu önemli olay, Türkiye’nin ulusal bağımsızlık mücadelesinde büyük bir adımı temsil ediyor. TBMM’nin açılması için yapılan hazırlıklar arasında güvenlik önlemleri, konuşmaların metinleri ve katılımcı listeleri bulunuyor.
Özellikle pandemi döneminde gerçekleşecek olan TBMM’nin açılması, sağlık protokollerine uygun bir şekilde organize edilmeye çalışılıyor. Maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına titizlikle uyulması gereken bir etkinlik olacak.
Ankara’nın en önemli simgelerinden biri olan TBMM binası, açılış töreni için özel olarak dekore ediliyor. Türk bayrakları ve milli motiflerle süslenen bina, tarihi önemini bir kez daha vurguluyor.
Meclisin açılacağı gün, devlet erkanı, siyasi liderler ve davetliler büyük bir heyecanla törene katılacak. TBMM’nin açılması, Türkiye’nin demokrasisine olan inancı ve kararlılığını bir kez daha ortaya koyacak.
Bu konu Millî Mücadele hangi olayla başlar? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Milli Mücadele’nin Başlangıcı Olayı Nedir? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.